Eskişehir Odunpazarı İlçesi Orta Mahalle Malhatun Sokak No:56´da bulunan Orta Işık Camii tarihi bir camidir. 165 metre kare alana sahip olan cami 100 kişilik cemaat kapasitesine sahiptir. Bünyesinde tuvalet, şadırvan, gasilhane, oturma odası bulunan cami soba ile ısıtılmaktadır. Lojmanı yoktur. İmam Hatip ve Müezzin kayyım kadrosu bulunmaktadır.
Mescidi ilk olarak Âşıkzâde Mehmed Efendi yaptırmıştır. Hangi tarihte yapıldığını bilmiyoruz. Ancak zamanla harab duruma gelen mescidi hayır sahiplerinden Hacı Mehmed Ağa tamamen yıkıp yeniden inşa ettirmiştir. Yeniden yapılan mescide (Malumu âliniz mescidlerde sadece beş vakit namaz kılınıyor. Minber olmadığı için Cuma ve Bayram Namazları kılınmıyor) mihrap ilave edilerek cami olarak 16 Eylül 1835 yılında hizmete açılmıştır. İlk olarak imamlık görevine de İsmail oğlu hafız seyyid Mehmed Efendi atanmıştır. (Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Dosya 1595, Gömlek 22, Fon HAT )
Bundan sonra bir dönem Mehmed Ağa Mescidi diye anılan caminin minaresinin doğu yüzündeki kitabeden, 1855 yılında yani caminin inşasından 20 yıl sonra minaresinin yapıldığını anlıyoruz. Camiyi yaptıran Hacı Mehmed Ağa ile imamlık görevi verilen Hafız seyyid Mehmed Efendinin aynı kişiler olduğunu tahmin ediyoruz. Muhtemelen bizim bildiğimiz Hacı Mehmed Zülâli Efendi olsa gerek. Çünkü minarede de aynı isim var. Camiyi yaptırdığında maddi imkanı bitmiş olabilir. Aradan geçen 20 yıllık sürede tekrar elde ettiği varlıkla minareyi yaptırmış olabilir.
Hacı Mehmed Zülâli Efendi bir Nakşi şeyhidir. 1840 yılında Orta mahalle 16 numarada ikamet etmektedir. Hayatı hakkında tam olmasa da biraz bilgimiz var. Şu an arşivimizde hazrete ait 8 eser bulunmakta. Reşehat isimli eserini günümüz harflerine aktararak yayınladık. Bu yılki Ramazan başı İz yayıncılıktan çıktı. Diğer eserleri üzerinde çalışıyoruz. Bunları niye söylüyorum. Mehmed Zülali Efendinin Nakşibendiliğini kanıtlayacak belgeler olduğu için. Zaten kitabın kenarına kendilerinin yazdığı nottan 1239 (1823) yılında Şam’da Mevlana Halid Ziyaeddin Hz.lerinin yanında seyru süluk için bulunduğunu belirtiyor. (Reşehât sayfa 239)
Buradan hareketle biz diyoruz ki; Mehmed Zülali Efendi Şam’dan icazet alıp Eskişehir’e dönünce mahallesinin mescidi olan Orta Mescidi yeniden inşa ederek hem cami hem de Nakşibendi dergahı olarak kullanmış, Eskişehir’in gönül ehline aşk sunmuşlardır.
Mimari özellikleri: Boyuna dikdörtgen planlı caminin son cemaat yeri doğuya doğru uzatılmış, minare kaidesiyle aynı hizaya getirilerek geniş tutulmuştur. Arsasından dolayı fevkani olan yapının kuzey cephesi minare kaidesine kadar yüksek tutulmuş, oluşturulan bodrum kat tuvalet ve bazı mekanlar biçiminde değerlendirilmiştir. Dıştan kiremit kaplı çatıyla örtülü caminin kerpiç duvarlarından doğudaki diğerlerine göre daha ince tutulmuştur. Kuzey cephede on basamakla çıkılan sonradan anlaşılan bir ön odadan düz kapıyla son cemaat yerine girilmektedir. Buranın sol tarafı birisi doğuya dördü kuzeye açılan dikdörtgen pencereli bir oda biçiminde değerlendirilmiş bir pencereyle de harimle bağlantı kurulmuştur.
Ana iç mekan doğuda dört batıda üç basık kemerli pencerelerle aydınlatılmıştır. Güney duvarının yukarısında kare iki penceresi daha bulunmaktadır. Ahşap tavanı iki karenin çapraz yerleştirilmesiyle oluşturulmuş sade bir göbeğe yer verilmiştir. Minber ahşap ve sade olup yağlı boyayla boyanmıştır. Mihrap hafif öne taşkın ve basit bir niş şeklindedir. Kadınlar mahfilini dört ahşap direk desteklemektedir. Minarenin girişi son cemaat yeriyle ana mekana girişin birleştiği köşededir. Minare, yüksek tutulmuş kare taş kaidenin yukarısındaki silmeden köşeleri kabaca pahlanmış pabuca buradan iki bileziği olan silindirik tuğla gövdeye geçilir. Şerefe firuze çini kuşaklı peteğe ulaşılır. Koni kısmı sacla kapatılmıştır. Kaidenin doğu yüzünde kitabesi vardır. (Kasım İNCE, Eskişehir Osmanlı Devri Yapıları, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, YÖK tarama merkezi No: 11587)